5 Temmuz 2013 Cuma

Başbağlar Katliamının acısı unutulmadı!


Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde, 5 Temmuz 1993'te teröristler tarafından 33 masum insanımız hunharca katledildi.. Tarihe "Başbağlar Katliamı" olarak geçen o korkunç günde neler olmuştu?. işte o kara günün hikayesi

5 Temmuz 1993 Saat 20.30
Köyün etrafında ve içinde yüz ci­varında gözü dönmüş cani. Suçsuz, günahsız insanları öldürmeye ni­yet etmiş bir grup dağ eşkiyası.Hedef seçilmiş, ekipler hazırlanmış ve hain plan uygulanmaya başlanmıştı.Köyün etrafı kuşatılmış, telefonları kesilmişti. Köyün in­sanlarının az sonra başlarına geleceklerden haberleri yok.Namaz vaktidir. köyün erkeklerinin bir bö­lümü cami avlusunda abdest alırken, camiye doğru hareket etmekte. Köy sessiz...
Saat 20.30 sıralarında hoca elinde mikrofon, yüzü duvara dö­nük ezan okuyor. Hoca, arkasından gelenleri görmüyor. Ezan daha bitmeden hocanın ensesine bir tokat iniyor.Hoca arkasını dönünce, eli silahlı militanları görüyor. Ezan yarım kalmasın diye "Bırakın eza­nı tamamlayayım" dese de, dinletemiyor. Yaka paça sürükleniyor.Aynı anda camide mevcut bulunan cemaat de dışarı çıkarılıyor.
Caminin içinde olmayan köyün erkekleri tespit ediliyor.Falan fi­lanı getirin diye emirler yağıyor.Baskın yapanlar aradıkları insanları ismen biliyorlar.Sıradan bir baskın değil bu.M Hitanlar, evlere dağılıyor, kadın, erkek, çocuk hepsini dışarı çıkarıyorlar.Zaten Adil Hocanın okuduğu akşam ezanının birden bire yarıda kesilmesine köy hal­kı bir anlam verememişti.Köyün içinde bulunan militanlar, kısa süre­de köyde bulunan tüm insanları bir araya topluyorlar.
Katliamı yaşayanlardan E.A gördüklerini şöyle anlatıyor; "Akşam namazına duracaktık ki torunum geldi. Anarşistlerin kö­yü bastığını söyledi.Ben de hemen kapıyı kapattım.Kapıyı kapatır­ken, beni gördüler. Gelip kapıyı açmamı istediler.Ama ben kapıyı aç­madım.Döndü gittiler.Biz namazımızı kılıp dua etmeye başladık. Pencereden baktım ki komşunun kapısını kırıp evdeki erkeği dı­şarı çıkardılar. Bir adamı başına diktiler.Tüfeği dayadılar ve bekleme­ye başladılar.
Birkaç kişi geldi, bizim kapıyı kırıp içeri girdiler ve evde erkek olup olmadığını sordular. Erkeklerin evde olmadığını söyleyin­ce, evin içine girdiler. O sırada yanımda bulunan parayı onlara doğru uzattım, belki parayı alır da bir şey yapmadan çekip giderler diye. Pa­rayı aldılar, tüfeğin ucuyla beni, gelinimi, torunumu iterek dışarı çık­mamızı istediler.Çıkarken geri döndüm ki odaya bomba koyuyorlar. Dışarı çıktıktan sonra evi ateşe verdiler.
Beni götürürlerken itti ve kaktılar.Hasta ve yaşlı olduğumu söyledimse de beni sürüklediler. Kadınların toplandığı yere götürdüler.Etrafımıza bomba koydular.Bir taraftan evleri ve arabaları yaktılar. İçlerinde bayan olan terö­rist ziynet eşyalarımı istedi.Olmadığını söyleyince "Siz İstanbul Karagümrük'ten geliyorsunuz, sizin altınınız olmaz mı? " dedi.
Köyde bulunan kadınlardan F.P. yaşadıklarını ağlayarak şöyle anlatıyor; "Militanlar, kapının önünden ismen çağırıyorlardı köyün insan­larını.Selim Pato, sen gel dediler.Görümcemin oğluna. Doğru camiye dediler. Ben içeride pencerenin önünde oturmuş dinliyordum. Birkaç militan sokaklara dizildi. A.C'yi çağırdı. Daha sonradan biz kadın ve ço­cukları da derenin yanına topladılar.Başımıza bir kız, bir erkek militan koydular.Erkekleri de öbür tarafa topladılar."
Köyün erkekleri öte tarafta kurşuna dizilirken, kadınlar ve çocuklar dere kenarında, yanlarına konan bombadan habersiz, militanlar köyü terk ettikten sonra dere­den ayrılıyorlar. Ayrılmasalar, köydeki erkeklerin akıbetine kadın ve çocuklar da uğrayacaktı. Militanlar, sloganlar atarak kanlı eylemlerini gerçekleştirdiler. Kadınların ve çocukların ağlaşmaları ve köyün ta­mamen yanması onlara adeta büyük bir zevk veriyordu.
"Biz kadınları topladıkları yerde havaya uçuracaklarmış, Allah kurtardı bizi, dereye topladıklarında yanımıza bir şey koydular. Biz tel­siz var sanıyoruz. Ne konuştuğumuzu dinlemek için telsiz koydular sanıyoruz. Aramızda sessiz sessiz konuşuyoruz. Meğer bombaymış. Dereden çıkmışız, bomba patlamış."
Ve o günkü saldırı sonucunda 29 kişi kurşuna dizilirken, 1'i kadın 1'i çocuk 4 kişi de ateşe verilen evlerin içinde diri diri yakılarak şehit edildiler. 

******
2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Otelinde hunharca gerçekleştirilen vahşetin üzerinden 3 gün geçiyor ki.. yine hunharca insanlık dışı bir saldırı da, bu defa Erzincan’ın Kemaliye / Başbağlar Köyünde gerçekleşiyor!..  Ve saldırının kimler tarafından gerçekleştirildiği de biliniyor!.
Tam 20 yıl geçti bu saldırının üzerinden... Yıllar geçmiş ama, o canların yakınlarında, anaların, babaların, bacıların yüreğindeki yangın sönmüş müdür acaba!..onların feryatları, çığlıkları dinmedi halâ!.. ne adalet yerini buldu!..ne acılar dindi!.. ne de gidenler geri gelecekler!..  Başbağlar Köyünde derin bir sızı derin bir keder..umarsızca, halâ...
Sivas’ta yitirdiğimiz canlar bizi nasıl kedere boğuyorsa, Başbağlar'da  gerçekleştirilen  bu katliamda da, evlatlarını kaybeden anaların yüreği, öksüz kalan yetimlerin, anne ve babaların feryadı ve acıları da aynı şekilde yüreğimizi dağlamaktadır.
Teröre uzanan elleri ona aracılık edenleri, zalimleri, yobazları, hayırsızları, gözü dönmüş ve insanlığını kaybetmiş yaratıkları şiddetle kınıyorum. Terör nereden gelirse gelsin, gerekçesi her ne olursa olsun asla kabul edilemez, asla!.. Çünkü bu dünyada hiç bir şey bir insanın yaşam hakkından daha değerli daha kutsal değildir. Birliğimizi ve dirliğimizi kimse bozamayacak! zalimler, hainler bunu böyle bilsin!..Daha fazla savaş, daha fazla can kaybı ve kindarlıklar, nefretler istemiyoruz topraklarımızda... Senlik, benlik yapmadan..acılarımız da sevinçlerimiz kadar ortaktır bizim.

Başbağlarda kaybettiğimiz tüm şehtilerimizi rahmetle anıyor. Yakınlarına ve sevenlerine Allah’tan sabırlar diliyorum...


 



Foto Kolaj: izler ve yansımalar 

Fotoğraf : İnt. Medyası . HürriyetHaber kaynağı:
İnt. medyası:
haberler .com  - Başbağlar Katliamı

8 yorum:

  1. Ben de Başbağ'lardan sağ kalanlara yaralarının kabuk bağladığını umarak sabırlar diliyorum.

    Güzel yazı için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke bayram şenliğinin görüntüleri olabilseydi ..çocukların neşeyle koşuşturduğu, anaların, babaların, dedelerin gönlü zengin can insanlarımızın gülen resimleri olabilseydi!..ama işte, böyle hazin mi hazin! kederli bir gün de yaşandı ne yazık ki!..ne unutulur!..ne de unutturulabilir!..Tarifsiz acılar çeken insanlarımıza Allah sabırlar versin...

      Sil
  2. Ne iğrenç bir gündü, Allahın laneti bunu yapanların üzerine olsun!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @A.O Bolat,
      İğrençte kelimeli sevgili Bolat..Bak şu bebelerin cansız bedenlerine!..gençlere, analara, bacılara...Bebek katili!katilleri..bu insanlık dışı haince saldırıların sebebi olanların...ve diğer suç ortakları, aracılar..görülmeyen gizli güçlerin maşası olanlar!..hangi gerekçe haklı kılabilir bu zalimliği!..

      Sil
  3. düşüremiyecekler bizi birbirimize.

    her iki olayda da yitirdiğimiz masum insanların ruhları şad olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @4,

      Hoşgeldin sevgili Pınar..Teşekkür ederim duyarlı yorumun için. En kısa zamanda siteni ziyaret edeceğim..

      Evet aynen dediğin gibi, bizi kimse düşüremeyecek birbirimize..hepimiz kardeşiz işte o kadar!..ne edebiyat parçalamak için söylüyoruz, ne de laf olsun diye dilimize pelesenk yapıyoruz 'kardeşlik' sözlerini..Ruhları şad olsun canlarımızın...

      BİZ BİR BÜTÜNÜZ!ANADOLUYUZ BİZ!..GÜZEL YURDUMUZU KİMSE BÖLEMEYECEK!..

      Sil
  4. Şimdi "aktivist" oluyor değil mi bu soysuzlar? El üstünde tutuluyor, adam yerine konup görüşülüyor, bu da millete "barış" diye yutturuluyor. Benim komutanım, "ben askerime leş toplatmam" diye yola çıktı, tamamını temizledi, sınırı geçip hepsini tepeleyecekti engel oldular. Şimdi bunlar, Suriye'de, "Beşşar"a yardımcı oluyor diyerek papazın kafasını ekmek bıçağıyla kesenlerden çok farklılar mı? Yazık bu millete ki tüm bu caniler bizim ekmeğimizi yiyiyor, bizde seyrediyoruz.

    YanıtlaSil
  5. @Mehmet Bilgehan Merki,
    "Anlayın artık ey halkım!. Biraz iyi düşünüp, tartın!..Kim kimin elini sıkıyor, kiminle pazarlık yapıyor!..bunu iyice düşünün.." Bir yığın tezgâh!haince pusular..ve oyun içinde oyun!.Bir yanda ağıtlar, ah'lar, vah'lar..diğer yanda işbirlikçilerin oyununa gelen yine hep aynı saf insanlar...binbir yüzlü, binbir entrikacı oyuncular!..Evet üstelik bizim ekmeğimizi yiyorlar, hayasızca, utanmadan!..yeter artık bizi yordukları!üzdükleri!.mağdur bırakılan saf insanlarımızın da gerçeği görüp uyanıp elele tutuşma vaktidir!..Ve uyanış çoktan başlamış..diriliş yaşanmaktadır artık..Şapka düştü kel göründü!. Topraklarımızda akan kan durulmadıkça! mücadele devam ediyor olacak halâ..

    YanıtlaSil