14 Temmuz 2013 Pazar

Zaman-ı Haydarpaşa

zaman-ı Haydarpaşa

Haydarpaşa Garı’nın çay bahçesinde,
yudumlarken çayımı,
gelip geçen gemileri seyrettim önce...



Üçer beşer ardı sıra yolcular iniyor,
yolcular biniyordu...

Güvercinler, kargalar, serçeler, martılar...



yaklaşmakta olan gemilere refakat etmek için
sanki birbirleriyle yarışıyorlardı..
Nasıl coşkulu, nasıl ahenkli...
hele bir de şu yunuslar yok mu!..
 

sanki onlar bir tek bana görünüyorlar gibi!
bakıyorum çevreme onları fark eden ‘henüz’ yok!..

aa.. .)) içime bir huzur, bir ferahlık!..

ama gelecek akıbeti düşündüm bir de!
:(


oysa şu martılar, şu yunuslar...
nasıl da mutlular kendi sularında yüzerken...
sizden alâ güzellik yok bu dünyada..


nasıl bir yaşam tutkusu onlardaki!..
üstelik, pamuk ipliğine sarılı iken hayatları!..
gördüler mi güneşi, içtiler mi suyu...


aldıkları her nefesi şükranla karşılamayı bilen hep onlar!..
bölüşürken bile ekmeklerini ‘bil ki senden’ çok daha adiller!..


Güneş ışıklarını sıcacık yayarken denizin koynuna,


Bir de yakamozlar serpiştirip,
dans eden yıldızları seriyor karşıma!


Biraz mazot, biraz yosun,
biraz da güllerin kokusu karışınca havaya..


Tenime değen rüzgâr da bir başka!


Ah bu içimizi yakan güneş,
Ah bu koca deniz,
Ah bu gemiler,
martılar..


Sen.. 'bin-bir direkli akşamların',
yazların, kışların,
ilk baharların ve
'dönülmez akşamın ufkundaki son baharlarınla!..'

İşlemeli yüksek tavanların,
mavi çinili duvarların, saatlerinle...


renkli vitrayların,
kendine has o ışığın ve zarafetinle...

öyle güzel ve öyle özelsin ki Haydarpaşa Garı'm.


*****

*****
Müdavimlerin, turistlerin  oldu senin ve
her telden çalan yolcuların!
kucağını açtın boğazın serin sularına..
hem de cennet gibi bir manzara..

kimini karşıladın, kimini uğurladın,
kimini beklettin,
kimini soluklandırıp ağırladın,
yedirdin, içirdin...


Ve sen; ‘İstanbul'a hoş geldiniz’ derken,
açtığın kapıdan
öylesine büyüledin ki herkesi,
bir rüya gibi!..
 
 
umutların güneşi!..
ve ‘sen sanki baharın gülüydün‘


anılarla dolu nice izler bıraktın gönüllerde.
'Doğu Ekspresi Treni'

ile yolculuklarımızı unutabilir miyim hiç!

unutabilir miyiz!!!
 
Nice filmlere sahne oldun..
Güzelliğin dillere destan!


Sen böyle alımlı olunca,
gönül koyan da çok sana..
Dört yanın kuşatılmış!
hainler tuzak kurmuş hepsi pusuda!

 Yaktılar önce seni, şimdi de koparıyorlar bizden...
Bin bir türlü oyun/düzen!.

*****



Ahh sen!
"
Sen gözümden akan
sele karıştın.
Hasret rüzgârına yele karıştın.
Seninle
aşkımız
eski bir roman, yalnız sayfaların külüdür solan."
Yalan, yalan, her şey yalan!
içimde
'nayırrrr nolamaz!!! '
diye feryat eden
tarifsiz bir isyan!
bu ne biçim iş 'heyttt ulan!
'
;(


*****

 
*****

Havamıza karışmış bir kez büber gazı!
Çayımın ne rengi kaldı ne de tadı.

Seyrettiğim şu gemiler var ya!

hani boğazın serin sularında akıp giden gemiler....

kâğıttan gemilerim benim!
kâğıttan oldu her şey, her şey hikâye oldu be güzelim.


Gemiler vagon oldu..
dizildiler ip gibi..
ama onlar yüzmesini bilmez ki!
Bak işte hepsi suya düştü boğuldu şimdi:(


bir sihirli değnek alsam elime!..
savurup uçursam 'tüm kötüleri' cehennemin dibine!
 
Uzaktan, yoksa gaipten sesler mi var!..
aaa!!! Yaşasın!!!
ellerinde bayraklar geliyor bizim çocuklar!..

******

19 Haziran’da son kez kalktı trenler Haydarpaşa Garı’ndan... ve banliyö treni ile son kez taşıdı yolcularını Haydarpaşa’dan Pendik’e.. binlerce insan...direndi aylarca!.. O gün de direndiler ve son kez, son kez bindiler trenlere... belki bir veda, belki bir umutla!..

Esin BOZDEMİR

Fotoğraflar: izler ve yansımalar  

20 yorum:

  1. Saldırı her yönden...Direnen az, örgütsüz!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @ali zafer sapci,
      Saldırılar dört bir yandan hem de!.Direnenler hep oldu.Ama koca şehir İstanbul nüfusunu düşününce yeterli değil!. Küçük küçük kurumlar, gruplar, birlikler yeterli değil!Ya da kendi kendimize söylenip, kederlenmeler de öyle!. Ne büyük talan, ne büyük insanlık ayıpları bunlar!. Sen yıkarsan böyle, bir gün gelir senin yaptıklarını da yıkarlar!.Yap-boz ile bu memleket kendi ayakları üzerinde dimdik durabilir mi!.

      Sil
  2. Fotoğraf kadrajına giren görüntüleri ve hayran kaldığım şiirsel anlatımınızı bazen hüzünlenerek, bazen buruk bir neşeyle yine defalarca okudum Esin hanım... ve sonra yine çok eskiden tanıdığım ve face arkadaşım bazı dostların "Haydarpaşa Gardır, Gar kalacak" slogan ve pankartlarıyla aylarca nöbet tutuşu aklıma geldi. Onlar ki 30-60 kişi diyebileceğim bir avuç, bir kısmı İstanbul Mimarlar Odasına üye arkadaştı. Yine insan düşünmeden edemiyor; İstanbul nüfusunu en az 16 milyon düşünsek, bunun yarısı 8 milyonun gar ve çevresini gündelik olarak kullandığı varsaysak, bundan da vaz geçelim, nerede idi 1-2 milyon sizler gibi duyarlı İstanbullu?

    İstanbul Anadolu yakasının ilk trenle buluşması ve Haydarpaşa Gar yapımı, Sultan Abdülhamit'in buyruğuyla 1872'de başlamış. Yabancı şirketlerin işlettiği gar, hepsinin üstesinden gelerek, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman bizim oldu. Bu açıdan Haydarpaşa demek Cumhuriyet demektir. Büyük kurtarıcımızın uğraşları ve kendi parası ile ülkemize bağışladığı manevi ve maddi mirasları talan edenleri, dindar tüccarları, talancıları affetmeyeceğiz.

    Geçenlerde sayın Kılıçdaroğlu, belki de iyi niyetiyle "Boğaza köprü değil, tüp geçitler yapılmalı" dedi. Hiçbir şey yapmayın allahaşkına... vapur diye bir şey var... bırakın kağıttan gemiler yüzdürelim, hayaller kuralım, vapurlarımızdan martılara simit atalım... Dokunmayın Esin hanımın alâ güzelliklerine, martılarına ve yunuslarına...

    Güzel yeni bir hafta dileklerimle,
    Esen kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mehmet Osman çağlar - Mavi Mısralar
      Haydarpa Garı ile hemen hemen aynı tarihlerde yapılmış olan, Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde; Almanya'da, Hollanda'da, Belçika'da, İngiltere'de, fransa'da ki Garlar bugün halâ kullanılmaktadır! Onlar tarihi yapıları restore edip ve halkın hizmetinde kullanılırlar daima!. Sadece belli bir zümreye tahsis edip var olan tarihi yok etmezler asla!. Memleketimizin şu an içine düştüğü bu durumun izah edilecek mantıklı hiç bir gerekçesi olamaz.. Ama niyet başka!!! Otel kompleksi, AVM'ler..büyük rantlar ve başka başka hesaplar!.

      Sizin de söylediğiniz ve pek çoğumuzun bildiği gibi, duyarlı insanlarımız aylarca direndiler. Ama İstanbul gibi bir metropolü düşününce yeterli değil yine de!.Nereye başımızı çevirsek elimizde kalıyor her yer!. Kuşatma çok fazla, oyun ise çok büyük..Bambaşka hesaplar var..Oyun içinde oyun adeta!..İhlâl edilmedik kurum kalmadı!.Cumhuriyet'in tüm kurumlarına darbe üzerine darbe!.Ama bilinçli halk uyandı bir kere!.Kayıplar çok olsa da, hesabı sorulacak ve geri alınacaktır her biri!. Ülkenin yeniden refaha, aydınlığa çıkması zaman alacak elbette.

      Evet ya...Daha fazla dokunmasınlar hiçbir şeyimize!.ağaçlarımıza, dağlarımıza,hele ki denizlerimize!..İstanbulumuzla özdeşleşen o gemilerimize bayılıyorum..biraz yaşlandılar ama olsun!Onların bambaşka bir ruhu var...daha çok taşırlar bizi!..taşıyamadıklarında yüzdürürüz kâğıttan gemilerimizi!.

      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim Mehmet Bey.
      Size ve ailenize iyi haftalar dilerim.

      NOT: Yorumunuzu biraz geç fark ettim. Gmail postama girince gördüm yorumunuzu ve bloğuma bakınca da spama düşmüş olduğunu gördüm. Bu yüzden yeni yayınladım Mehmet Bey.Bilginiz olsun istedim.

      Sil
  3. Fotoğraflara yansıyan sözcükler ve umut olsun dönüşe...Yüreğinizin anlatımını seviyorum,sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Nehire,
      Teşekkür ederim Nehirecim.. Umudumuz daimdir bizim..
      Yüreklerimiz ise hep birdir..
      Sevgilerimle..

      Sil
  4. harika fotoğraflar, elinize sağlık, bir tarafta o zarif vapurlar, deniz, kuşlar, diğer tarafta eşsiz Haydarpaşa, kaybetmek istemediğimiz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Eren O.
      Freni patlamış araba gibi!..yokuş aşağı inerken, nereye çarptığı belli değil bu aracın! Ehil olmayan ellerde olunca hele!.

      Tokilerle uyutulan orta/alt sınıf şehir dışına sürülürken..
      burjuvaziye özellikle yabancılara
      İst.un göbeğinde seyrü sefalar sunulmak isteniyor. Buralar kimsenin özel yeri değildir!.. devletin malıdır, vergiyi veren halktır!..ve alt-üst demedeen, sınıf ayrımı yapılmadan halka aittir!.

      Sil
  5. Harika bi yazı olmuş,
    Ah haydarpaşa ne anılar birikti sende
    ve onları yıkmaya çalışıyorlar o güzelim anıları :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @İlknur AKPINAR,
      Teşekkür ederim sevgili İlknur. Anılarımız çok Haydarpaşa Garı'nda.
      Ümit ederim vazgeçilir bu projeden ve yıkılmaz!.

      Sil
  6. Umarım bu güzellikler, gelecek nesillere de kalır. Hayatımızın her köşesine, her mahremine, her zenginliğine saldıran bu vahşeti durdurabilirsek eğer...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mehmet Bilgehan Merki,
      Ben umudumu muhafaza etmek istiyorum.. Ve halkın sesinin bir şekilde etkin olacağını düşünüyorum..

      Sil
  7. Anadolu 'dan ilk kez İstanbul'a bu güzelim gardan merhaba diyenlerdenim. İlkler herkeste olduğu gibi benim hayatımda da çok önemli ;unutamadığum izlenimlerim var.Sonra biliyormusun; hiç içinde olamadım uzaktan, baktım hayran hayran.Tren düdük sesleriyle kalsın istiyorum ruhumda.Son satırlarında düşediğin gibi keşke bir sihirli değnek olsa ,yine trenler düdük çala çala kıvrım kıvrım gitseler ,gelseler..Çok teşekkürler Esin'ciğim yazı ve fotoğraflarınla geçmişin güzel anıları yanısıra buruk bir acı yaşadım...Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Arzu Sarıyer,
      İnsan, kısacık ömründe ne çok anı biriktirir öyle değil mi! ama bazı anılar vardır ki onlar mekanlarıyla birlikte anılır ve izleri hiç silinmez! Gelişen teknoloji ile değişim kaçınılmaz elbette göreceli de olsa! ama el değmemesi gereken ve özenle saklanılıp korunması ve işlerliğini sürdürmesi gereken özel mekanlar, yapıtlar, eserler çok daha itina gerektirir.

      Ben bugün Google haritaya baktığımda çocukluğumun geçtiği masal kent Acshaffenburg'daki o tarihi evin halâ daha sapasağlam durduğunu görebiliyorum.(http://izlerveyansimalar.blogspot.com/2011/05/cocuklugumun-masal-kenti-aschaffenburg.html) belki 2/3 asırlık yapılar dahi yerli-yerinde ve üstelik halâ kullanıla-bilmekte! Bu barbarlıklar, bu sonradan görmelikler!.. bu çirkin hesaplar! çok iç sıkıcı...işgal topla tüfekle mi olur sanıyor acaba bazıları, halâ!..
      Memleketin üzerinde oynanan oyunlar acı verdi hepimize!. el birliği içinde, birlik ve beraberlikle ve vicdan ve sevgi vermesini temenni ederek yüreklere!..toparlamak hepimizin görevidir.. Sevgilerimle Arzu Öğretmenim...

      Sil
  8. Haydarpaşa' dan ilk kez ailecek (ben üş yaşlarımdayken) Anadolu'ya yepyeni bir hayata çıkmışız. Arada bir mutlu bir izin ziyareti ile keyifle girmişiz İstanbul' a o heybetli kapıdan. Sonra acılı bir temelli dönüş için. Sonra gözyaşları içinde el sallayarak sessizce kalkan trenin ardından, Silvan' a ağabeyimi uğurlamışız askere. Sonra omlarca seyahat.Acılı,keyifli, özlem dolu, umut dolu onlarca seyahat.

    Senin bu güzel resimlerin, yüreğe işleyen satırların ve tüm bu yaşanmışlıklar...
    Uğursuz eller geçmişimize de uzanıyor geleceğimize de. Uğursuz hesaplar uğruna.

    Geç gördüm ama iyi ki gördüm bu postunu Esin' cim. Ellerine sağlık.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  9. @Asuman Yelen,

    Dünyaya hakim olan küresel güçlerin; dindirilemeyen egoları, gözü dönmüşçesine canavarlaşan ruh halleri içinde tüm dünyayı satranç taşları gibi yap-boza çevirirken..ne insan, ne hayvan ne doğa demeden paramparça ediyorlar her yeri.. Ruhunu kaybetmiş ve dünyayı avucunun içine almış bu yaratıklardan insani bir davranış beklemek yanlış olur zaten. Onlar piyonlarını maşa gibi kullanılırken, asıl ezilen, sömürülen halk oluyor.. Şimdi o uğursuz eller ne yazık ki geçmişimize dahi uzandılar!.. Koskoca kültürü -buldozer- gibi ezerek, yok etmek istiyorlar!. Bir de üstelik bizi bize düşürmeye çalışarak! İçimden bir ses diyor ki; Bir gün dağ, taş, orman, deniz, insan ve tüm canlıların incinen ruhlarını hisseden yerküre isyan edecek!..ve alev alıp, yanacak cayır cayır!..ateşten küreye dönüşecek!.. ateşler içinde yanıp kül olup bitecek!.. Ve sonra küllerinden yeniden yepyeni bir yaşam hali doğacak!..

    Haydarpaşa Garı ile birlikte sizin de değerli anılarınız canlanmış ve siz de benim gibi maziyi hatırlamışsınız!. Ümit edelim Otel kompleksine dönüşmeyip, en son ihtimalle kültür sarayı tarzında kullanıma açılarak, hiç değilse halkın yararına hizmete sunulur ve yaşanır kılınır Haydarpaşa Garı...

    Değerli yorumunuz için teşekkür ederim
    Sevgilerimle Asuman ablacı'm...

    YanıtlaSil
  10. Haydarpaşa'ya yakışan harikulade bir post olmuş.
    Olağanüstü fotoğraflarınla bütünleşen o güzel satırların ve seçme dizeler, müzik eşliğinde beni benden aldı sevgili Esinciğim.
    Birdenbire kendimi içinde buluverdim. Başka bir deyişle; ışınlandım sanki oraya birden.
    Yok böyle bir güzellik!

    Bin teşekkür sana...
    Ellerine, emeğine, o duyarlı yüreğine sağlık.
    Sevgilerle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Zeugma,
      Ben teşekkür ederim sevgili Zeugmacığım...
      Keşke yeniden, restore edilmiş ve yenilenmiş bir Haydarpaşa Garı'nda, gıcır gıcır raylar, ve trenlerimiz ile hayat bulsa bu mekan..

      Sevgilerimle...

      Sil
  11. Deriiiin bir ah ettim nefesimi içime gömerek..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @safransarı,
      Owww! nefessiz kalacaksın ama .( içine atma öyle!
      bir off çek ki yıkılsın dağlar:)

      Sil