18 Ağustos 2011 Perşembe

ye-iç çekirdeğini koy sepete!


Dört mevsimin hüküm sürdüğü bir coğrafyada ve  bereketli topraklarda yaşıyor olmanın avantajını sürüyorken!..  bir yandan sınırsız nimetlerinden faydalanıp,  diğer yandan faydalandığımız bu güzellikleri birer birer tükettiğimizin de ayırdına vararak;  kendi kendinizi sorguluyor musunuz hiç!..  Sahip olduğumuz bu güzellikleri ve zenginlikleri yeterince koruyabiliyor muyuz? peki onları çoğaltmak ve korumak adına bir şeyler yapıyor muyuz ?  Bunları düşündünüz mü hiç!.. Ye, iç, tüket!.. 

Sağlıklı bir yaşam için gerekli olan;  toprak da, güneş de, su da mevcut coğrafyamızda!…  ama öylesine verimli topraklarımız olduğu halde yeşillendirmeye yönelik doğayı koruma-k ve gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak adına toplumda yeterince bilinçlenme ve duyarlılık var mı? Ne yazık ki yok!.. her şeyi sadece ürünü aldığımız çiftçiden, köylüden beklemek ne kadar doğru!.. Tüketmek dışında yerine yenisini üretmek ve çoğaltmak gibi bir öz toplum-bilinci halen daha oluşmadı!.. TEMA ve Buğday, Ağaçlar.net dernekleri gibi ve birkaç !.. gönüllü insanımızın yadsınamayan çabaları dışında…
Yeşil bir ağacın gölgesinde serinlemeyi biliyoruz!... birbirinden güzel, renkli, kokulu, aromalı meyvesinden, sebzesinden yemeyi de biliyoruz…peki ya sonrası!.. Ye! iç!  İşi bitince de at çöpe!...  sürekli tüket tüket!.. üretemiyorsan bari  mevcudiyeti koru!.. o da yok!.. sürekli tüket!..


Doğaya karşı; bu bilinçsizlik! bu vurdumduymazlık!.. bu sevgisizlik!.. bu yıkım!.. bedelini ağır ödetecek insanlığa!.. böyle giderse, hızla yaşlanan dünyamız insanlığın da sonunu beraberinde getirecek!.. bizden sonra ki nesillere daha yeşil bir dünya,  daha temiz bir hava ve su bırakmak yerine… ağaçsız, susuz, çöle dönmüş bir dünyada yaşamak da artık yaşamak olmayacaktır!.. 

Küresel yaşam formları içinde, insanoğluna dayatılan sürekli tüketmeye endeksli mutluluk algısının o’na sahip olunamadığında da balon gibi sönüverecek bir meta haline dönüşmesi tüm insanlığı uçuruma doğru sürükleyecek olan hazin bir yanılgıdır! … bu bağlamda insanlığın yeniden hayat bulmasının yegane kaynağının yine doğadan geldiğini unutmamamız gerekir…

Sürekli tüketerek, yerine koymayarak nereye varabiliriz? varacağımız yeri ben size söyleyeyim! söylemeye de gerek yok siz de biliyorsunuz! GDO'lu ürünler! Tüketimi ve para hırsını karşılamak için her geçen gün doğal ürünleri soframızdan uzaklaştıracak!

Bizim ki bir nevi dağlardaki çoban ateşi... bunun için bireysel ve pratik  olarak yapabileceğimiz; bizim için küçük ama doğamız ve geleceğimiz için çok anlamlı bir uygulama olacaktır.

Sloganımız: ye-iç çekirdeğini koy sepete!

Elbette meyve yetiştirmek, ağaçlandırma yapmak ciddiye alınacak bir iştir, bilinç gerektirir. Usulüne uygun koşulların yaratılarak; topladığımız çekirdeklerin hava, nem, ısı, ışık gibi gerekliliklerinin de kontrol edebildiğimiz bir ortamda, kumlu-milli (tınlı) toprağa ekerek filizlenmelerini temin etmek istenilen en doğru yöntemdir.. Buradaki amacımız meyve yetiştirmek değil! Karınca kararınca  doğayı korumak, yeşili çoğaltmak! Bunun için de günlük tüketimimizin farkına vararak yediğimiz meyvelerin çekirdeklerini dahi değerlendirerek katma değer üretmektir.

Binlerce çekirdekten 100 tane yada 10 tanesi dahi uygun toprakla buluşup yaşama dönüşse fena mı olur!.. Yabani bir meyve dahi olsa gölgesinde serinlediğimiz yeşil bir ağacın varlığı dahi önemli değil midir! Dalına konacak olan bir kuşun yaşama sevinci bile yetmez mi!..

Bundan böyle; ‘ ye- iç sonrasında çekirdeğini çöpe at ‘ yok!.. bunun yerine; ‘ye-iç çekirdeğini koy sepete!’ diyoruz
J onları biriktirip, güneşte kurutup.. sonra da boş bulduğumuz arazilere atıyoruz… gerisi toprağa, suya, havaya, çekirdeğe kalmış!.. ama en önemlisi bütün bu buluşmaları sizin istemeniz! Sonra da doğaya savurduğunuz çekirdeklerin yeşererek yemyeşil bir ormana, ağaçlığa dönüşebilme ihtimalini ve onların çevresinde de oluşacak başka yaşamları hayal edin!..

Bu yazımı okuduysanız eğer, bu yazıyı da okuyun!

ve sabır gösterip bu harika videoyu sonuna kadar izleyin lütfen!.
(ben çok etkilendim!!)
Tek bir adam !
Esin Bozdemir





Konuyla ilgili kampanyalar için bkz :

Resim: izler ve yansımalar

13 yorum:

  1. O tek bir adam videosu var ya benim doğaya bakışımı değiştirdi.
    Ben yediğim her meyvenin çekirdiğini doğaya toprağa atıyorum epey bir süredir, kurutulması gerektiğini bilmiyordum.
    Hep düşünmüşümdür, biz insanlar kadar doğaya acımasız davranan başka canlı türü var mıdır?
    Çok güzel bir yazıydı, sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Esmir, harika. Bunu ben de uygulayacağım ve fotoğrafa bayıldım. Hepsi çöpe gidiyor üstelik. Ben de bu kampanyanın bir katılanı olacağım :)

    YanıtlaSil
  3. Off Esin'im, ne güzel bir yazı hazırlamışsın. Tek bir insanın gayreti ve emeğiyle cennete dönebilecekken, yok etmekte yarış halindeyiz üzerinde yaşadığımız bu koca dünyayı. Bırak yediğimiz meyvenin çekirdeğini biriktirip yeniden toprağa dikmeye, güzelim ağaçlık araziler, ormanlar ağababalara rant oluşturulmak için nasıl da yok ediliyor. Ya da bir türlü mantığını çözemediğim ve isyan ettiğim ama kimi kime şikayet etmek gerektiğini bilemediğim -koruması gerekenler tarafından bu işlem gerçekleştirildiği için- bir durum da gözlemliyorum son yıllarda. Onbeş yirmi yıllık, çınar at kestanesi ya da salkım söğüt benzeri yapraklı koca ağaçlar kesilip yerine iki karış çamlar dikilmekte buralarda:((

    Tüylerim diken diken izledim videoyu. Çok etkilendim ve yine söylüyorum, isterse tek bir insan değiştirebilir dünyanın gidişatını buna bir kez daha inandım.

    Ve çekirdeklerini biriktirip ekeceğim yediklerimin.

    Yüreğine emeğine sağlık canım

    YanıtlaSil
  4. çok güzel bir konu

    ben de daha önce aynı konuyu ele almıştım bloğumda

    http://yigitkartal.blogspot.com/2010/05/cekirdekler.html

    umarım hepimiz gereken duyarlılığı gösteririz...hiç olmazsa kendimizi düşünerek bunu yapabiliriz

    sevgiyle...

    YanıtlaSil
  5. özlem,
    Sevgili Özlem, video çok önemli mesajlar veriyor...tek bir adam bu dünyayı kurtarabilir!..evet..

    Çekirdekleri kurutmak önemli..konu ile ilgili detaylar altta ilgili linklerde mevcut..(ağaçlar.net foruma vb. bakabilirsin..)Özellikle yazın kuru havalarda sorunsuz bir şekilde çok kolay kuruyor zaten..ben her yediğimiz meyve çekirdeğini onlar için hazırladığım (mukavvadan tepsilerim var:))orada kurutup biriktiriyorum..4-5 dolu kesekağıdım oldu şimdiye kadar...(kesekağıtlarım çok sağlam olan buğday unu keseleri:) ekim azmanını bekliyorum..:) yeşersin her yer diyerek! dilek tutup kendimce ritüellerimi uygulayıp serpiştireceğim seyahatlerimizde... :))sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. Buğday tanesi,

    Hele ki senin gibi doğa dostunun katılımı ne kadar yerinde olur buğday tanem:))teşekkürler değerli yorumun için..
    sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  7. Çınar,

    Gerçekten ne kadar üzücü değil mi! o bilmem kaç yıllık !! çınarların dev ağaçların, at kestanesi ya da salkım söğüt benzeri yapraklı koca ağaçların kesilip yerine iki karış çamlar dikilmesine anlam verebilmek güç!ben ağaçların da diğer canlılar gibi duyguları, hisleri olduğuna inanıyorum!.. sonra onlar ki geçmişimize tanık olmuşlar...Beni çok etkiler özellikle yaşlı ama "hala yıkılmadım ayaktayım!" dercesine dimdik durabilen ağaçlar...

    Ve videoyu izlediğinizde sizlerin de benim gibi çok etkileneceğinizden emindim!çok önemli bir mesajı var bu videonun...Tek bir adam bu dünyayı değiştrebilir!Ama o tek adam yaşadığımız bu dünyayı cennete de cehenneme de çevirebilir!..Önemli olan ışığa yüzünü dönmüş adamı örnek almak ve izinden yürümektir!.

    "İzindeyiz ATAM!" demek geldi yorumu yazarken içimden:))

    Bir de çekirdekler kurutulduğunda öylesine güzel oluyor ki...fotoğrafını çektiğim gibi..boncuk, boncuk!..çöp yerine ait oldukları yerlere savurmak güzel olacak..:))

    Değerli düşüncelerin ve yorumun için ben teşekkür ederim..

    Sevgilerimle Çınarcım..

    YanıtlaSil
  8. Aynur (Küçük hala)

    Hoşgeldiniz sayfama..
    Az önce bloğunuzda yer vermiş olduğunuz linkte ilgili yazınızı inceledim..Çok önemsiyorum sizin gibi ve daha pek çok doğa severimizin duyarlı girişimlerini..

    bizden sonraki nesillerin de yemyeşil bir doğada "yaşanası bir dünyada!" yaşamak haklarıdır.. teşekkürler...

    Esenlikler dilerim...

    YanıtlaSil
  9. çok küçükken akrpuz çekirdeklerini toprağa gömerdik...Filizler çıkıncada nasıl sevinirdik. Ben bu oluşuma gönülden inanıyorum...

    YanıtlaSil
  10. çocukken ağacın tepesşne çıkar, yediğimiz vişnelerin, eriklerin çekirdeklerini aşağı atardık, dedem de kızardı!
    Tek tek toplatıp bez bir torbanın içine koyardık.
    Dedem bizlere toplattığı çekirdekleri arkasındaki boş araziye götürüp ekermiş.
    Çocukluğumdan beri yediğim meyvelerin çekirdeklerini çöpe atmam, sağa sola fırlatırım..Ah keşke herkes doğaya karşı saygılı olsa esmirim.

    YanıtlaSil
  11. @laneninbahcesi;
    evet haklısın sevgili lale..çocukluğumzda ben de anımsadım benzer şeyleri yapardık..niyet etmek, inanmak! ve ardından umutla beklemek gerekiyor gerisi toprağın istemine kalmış..

    @Sıradanbir balık;
    :)) ama artık bilerek serpiştirmemiz gerkiyor sanırım...sen yine de gönülden fırlat bakalım sağa sola..gönülden olunca inanırım tutacaktır her bir çekirdek yordamınca...:) evet, keşke!! doğaya, insana her şeye saygılı olsa..sevgiler...

    YanıtlaSil
  12. Adaşım harika bir konu ,harika bir foto ve harika bir video olmuş.Ellerine sağlık :)

    Dolaptaki bütün şeftali ve erik çekirdekleri kurutulacak ve bir sonraki doğa gezimde çoban olacam :)

    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
  13. Ogreten bilinclendiren yazilarina bayiliyorum. Tesekkurler Esin.

    YanıtlaSil